öylesine önemsiz bir sabah gözlerimi açtığımda birden 64 yaşına gelmiş olduğumu görmek istiyorum.
hemen nerede yattığıma bakarım. ikiz bir yatakta mı, sallanan bir sandalyede mi, gelişi güzel açılmış ayak üstü bir kanepede mi, büyük bir binanın ya da akm'nin önüne serilmiş bir kartonda mı, hastane yatağında mı, morgda mı, tabutta mı?
sonra da yanımda kimin yattığına bakarım. eğer nerede yattığım konusunda birinci seçenek geçerliyse, hele bir de yanımda saçları ağırmış, yaşlı bir hanımefendi uyuyorsa gayet makbule geçer. sehpaya bakarım. üzerinde hala sigara, cep telefonu, televizyon kumandası, yarım kalmış bir kitap duruyor mu? yoksa tansiyon haplarım, takma dişlerim, kolonya şişem mi var?
evin içinde kimler var ona bakarım. çocuklarım mı, torunlarım mı, sadece pek bir sevdiğim hayat arkadaşım mı, yoksa benim yaşlarımda bir sürü huzur evi sakini mi?
bu şıklardan hiç biri son seçeneklere doğru kaymayacaksa ben hemen yatmaya gidiyim bari. madem her şey bu kadar yavaş, izlemenin de bir heyecanı da yok. sonunu göreyim yeter.
64 diyince bile bir garip oluyorum ben zaten. neyse..
komunite deki önemli uyarın için teşekkürler,"preview"yapmak sıkıcı geldiği için bu kısmı atlamıştım ama bir daha asla!
yaşlılık hep korktuğum şeydir,sen korkmuyor musun?Ne rahatsın yahu!
bir de şu arkadaşlarınla geçirdiğin yastık muhabbeti olayı var,merak ediyorum bol sigara dumanı ve tabi ki şaraptan sonra uyandığınızda hissettiğiniz müthiş baş ağrısı nasıldı?Unutma yaşlanınca sen içmeden de ağrıyacak başın...
*komunite çaylağı ivriz*
blitz-antiochian