televizyonda kısık seste banttan avrupa maçları. altta açık ve pause olmuş playstation. winampı dolu dizgin internete gönülden bağlı bilgisayar. yeşil ışığı yanan speakerlar. her an üzerine birinin yatmasını hazır bekleyen davetkar yatak. köşede masa lambası. önüne serilmiş kağıt kalemler. telefon şarjda. yarım kalmış ılık çay. dolu kültablası. üzerime biri yatıp yorganı kafasına çekse de bebek gibi uyusa diyen çekici bir yatak. yanan mum. açık bir cam, açık perdeler. susamış ve hatta dili damağı kurumuş bir vücut. mutfağa götürülmesi gereken kek ambalajları, cips tabağı. masaya damlayan mumları temizlemekten mustarip mayışmış peçeteler. hadi artık ne bekliyorsun diyip mızmızlanan istekli yatak. ayağıma takılıp duran çanta. yine sandalye diplerinde bir takım poşetler. boş çay kupası. sönen sigara. hırkada kek kırıntıları. susamakla kalmayıp işeyesi de gelmiş bir vücut. sekiz adımda mutfak, on üçte banyo. daha fazla bekletilmek istemeyen sabırsız yatak.ellerimde çoraplar. banyoda sırılsıklam. hareketsizlikten ölürsem bir gün şaşırma. beni böyle düzensiz. beni böyle kalender. beni böyle ortalarda bırakma.
tüm sevelenlere gelsin.
alttire
ama.aman
doli incapax
donna quijote
folyo
kusmuk
ligeia
morpheia
northern
remedios
sexenler
sikinti
tekmetokat
the abyss
ttku
z42

sanırım benim odamdan tek farkı, o anda yanan sigaranın dolu kültablasındaki diğer izmaritleri de yakıp, o çok acı/ekşi kokunun odaya yayılmaması.