evlendirme dairesi'nin merdivenleri geceleri onlarca insanı baş göz ettikten sonra sessizliğe gömülür, ışığı azalır, geleni geçeni kaybolur. kız kulesi'nin lütfettiği müddetçe boğaz görünür. göz sarayburnu'nda yanıp sönen sepyatik bir ışığa kapılır. reşit olmamış iki öğrencinin iç cebinden purolar çıkar, akabinde sakızlar da hazırdır ne de olsa. çakmak cebe girerken karanlığa aromalı dumanlar bırakılır. ışıklar yanıp söner, arabalar caddeden bir sağa sola akar. kontrastı kaçmış pamuk helvalar andy warhol döndürmüş gibi pembe pembe parlar. o gerginlikte oturmamış ergen seslerinin lakırtılarıyla kavrulan tütün ciğere iner. yakalanmadan içilip söndürülenler başarı sembolüdür, artı birdir. mutluluktur. bayır yukarı çıkan kış rüzgarıyla paltolara daha sıkı sarılınır. her gün birileri evlenir. her saniye karşılarda bir direk göz kırpar. her gün bir gece daha biter. her gece biraz daha kirlenilir. o sıra randomize aklıma kim gelirse o yaşın loserlığında yalnızlığımın ta kendisidir, laf söyletmem. uğruna en arabesk-fantazi şarkıyı söylerim. utanmam. liselimdir, icabında sidikli kontesimdir. hatta ne kadar rezil olunursa o kadar iyidir. sevgi duvarına şarapçı işetmem, ama çöpçülerin ellerinden de gocunmam. tepede bol çelikli bol yıldızlı bir uçak görürüm. aklıma aralık 12 gelmez o günlerde. güler geçer, ardından betonda gerinirim. her imaj çok nostaljik bu günlerde. ondan galiba bu geniş zaman empatim. akım beni de sardı, neye elimi atsam ona ilk dokunuşum geliyor aklıma misal. ya da her günün havası eskilerden ayrı bir güne denk düşüyor. feng shui'ye de inanmaya başladım. enerjim sömürülüyor burda. hislerimin geri bildirimi yok. şu oda bir gün patlayacak akamamaktan. aura okyanusu oldu taştı. mekan tebdil etmem, olmadı uçup kanatlanmam gerek benim. ne bileyim.
delicesine sopor aeternus dinliyorum yine bu aralar. ağlak vokal. ağır keman. bol bol tritone, şeytan aralığı. alman gotiği. grotesk melodi.. hayra alamet değil kısacası.