bilmiyorum farkında mısınız ama şopar aeternus tatilde gibi. yaz sıcağında kendine hayrı yok, köşedeki minderle bütünleşmiş sinsice, bir kene gibi bekliyor sanki. belki tek tük postlar olabilir, ama "loser havaları" gelene dek, blogun hava sıcaklığı ne bileyim yirmi beş derecenin aşağısına düşene kadar buralara gelmeseniz de pek bir şey kaybetmezsiniz. sırf blogun devamlılığı sağlansın diye istemeye istemeye dashboard'u açıp saçmalamaya gönlüm el vermez çünkü. ben yaz sıcağının altında saatlerce oturabilirim. ben sıcakta saatlerce üstümde pijamayla uyuyabilirim. ben sıcakta on iki kiloluk çantamla kilometrelerce mesafe kat edebilirim. ama iş bilgisayarın başında bir yazı için bir saat ter dökmeye gelince hemen kaytarırım. "ya bırak şimdi onu!" kaypaklığında kendimi daha yazlıkçı aksiyonlara kaptırırım. hiç bir şey yapmasam geçerim ps'min başına, ardımdan gelen chillout ritimleriyle beraber yeşil sahalarda master league'e akarım. transfer dönemini kollarım. gol olup yağarım. önümdeki maçlara bakarım. hocam nerde istiyorsa orda oynarım. ne bileyim.
temmuz'da hakkını veremedim belki ama eylül gibi seni daha bir aktif yormak dileğiyle. kendine iyi bak blogum. seviyorum seni. öptüm kabuğundan.