odama misafir etmekten çekinmediğim, başımın üstünde yeri olan, evimin anahtarını teslim edeceğim insanlar var benim. arada yazıyorum buraya da. işte bunlardan biri son günlerde gene aklıma düşüverdi. ben de kendisine saygıda kusur etmeyip ruhumun tüm kapılarını açtım yine kendisine, epey bir zamandır halini hatrını sormadığım için bin bir çabayla gönlünü aldım. kendi bestelediği yarı ruhani, açık renkli ezgilerini kanatlarını açarak mırıldayan bir kelt ozanesi bu. aslında bıraksak şimdi odayı apartmanı. serde bu hanım teyzemin evladı olup kırlarda bostanlarda bermuda şortla saklambaç oynamak, düşüp dizleri yaralamak var hep. gelsin bassın kokulu tendürdiyotu, başımı okşasın, zil çalıp "yemek hazır" desin. kırlardan koşup gelelim, bahçede sebze yiyelim. ardindan verandalı konakta arplar çalınsın, türküler söylensin. muhabbet hiç bitmesin, gönüller hep sıcak kalsın benim istediğim.
gel desen gelirim loreena teyze. o derece açık konuşuyorum. zaten ritimden çok sıkıldım son bir kaç gündür. bana doğa üstü, bulanık bir şeyler lazım.
yanında her zaman huzurlu olduğun , hiç şikayet etmediğin ve uzun süre görüşmesende onun kalbinin senle oldugunu bilmek
,insana acayip güven veren bi duygu . sonra yaslanıp : benim dostum var demek ise en haz verici olanı